DOĞRU BAKIŞMANIN KURALI
8 Kasım 2013 Cuma
Sevgili Günlük,
Geçen haftalarda deneme-yanılma yönteminden bahsetmiştim ya, uzatmamak için yarıda kesmiştim. İşte o konuyu bu gece tamamlayayım diyorum.. Şimdi bu yöntemin hayatımızda başka neye yarayabileceği konusunda yeni bir örnek vermek istiyorum:
İnsanın yaşı gençken, karşısına çıkan herkese aşık olup hepsiyle de evlenmek isteyebiliyor. Elbette hayat tecrübesi eksikliği bu. Henüz seçme kriteri bile tam oluşmamış. Yani uzun sarı saçlı veya iri göğüslü diye ilk gördüğü kıza aşık olan erkekler veya “çok yakışıklı, üstelik kendi işinin patronu” dediği erkeği rüyalarına alan kızlar etrafımızda az mı ? Ancak yıllar geçtikçe beğenme ve seçme kriteri yavaş yavaş değişiyor. İlk seçimleri yaptıktan otuz yıl sonra, erkekler şöyle düşünmeye başlıyor: “Daha ne olsun, yüzünde botoksu falan yok. Üstelik kendi işinin başında !..” (Yaşlandıkça kadın hormonları salgıladığımızın en büyük kanıtı bu olsa gerek). Kadınlarsa şöyle düşünüyor: “Bu adam bu yaşta yalnızsa zaten matah bir şey değildir. Bunun kahrını çekemem”.
Çok acımazsız gelebilir ama böyle. Kadınlarınki son derece akılcı bir yaklaşım. Sanki o romantik genç kızlar gitmiş, içlerinden akıllı birer birey çıkmış. Ömür boyu deneme-yanılmalarla geçmiş, bir kez daha yanılmanın anlamı ne. Genelde iyi erkeklerin zaten çoktan başka kadınlar tarafından kapılmış oldukları ve kalan erkeklerin bir işe yaramadığı söylenir. O zaman bu seçimi yapmak için geç kaldıkları aşikar, yani çok açık. Ha, illâki denemek istiyorlarsa “başkası tarafından seçilmiş biri”ni denemeye çalışmaktan başka bir yol görünmemektedir. Onun için diyorum ki: Evli erkekler, gözünüzü dört açın, her an yine seçilebilirsiniz.
Aslında sonucu buraya getirmeyi düşünmemiştim ama boşanma konusunda uzman bir avukat arkadaşım var. Belki ona biraz destek olur diye konuyu saptırdım. Reklam yazarı olsam iş yapabilir miyim acaba ?..
Bu akşam malûm mesai var diye Ritüel milongasına gitmedim ama diğer geceler festivalden uzak kalmaya niyetim yok. Çok büyük pistlerde, çok kalabalıklar içinde dans etmekten fazla hoşlanmasam da o ortamda bulunmak ayrı bir zevk bence. Yıllardır festivallerde ya da farklı zamanlarda milongalarımızda görüp arkadaş olduğumuz insanları bir arada görmek, onlarla sohbet edip tangocularımız hakkında iltifatları duymak hoşuma gidiyor galiba.
Hani “kol kırılır, yen içinde kalır” diye bir atasözümüz var ya, işte bizim durumumuz da tam olarak öyle. Yani az önce söylediğim gibi, yabancı dansçıların Türk tangoculara övgüler yağdırmasına teşekkürler ederken, kendi içimize dönüp “efendi efendi dans edin, başkalarını rahatsız etmeyin, rondaya uyun, vır vır vır, cır cır cır..” gibi uyarılarımızı durmaksızın tekrarlamamız işte tam da bu atasözümüze uyuyor. “Bak ablacım, o senin süper dansçı dediğin abi var ya, yerel bir milongada pisti çaprazlamasına geçip dış rondaya bodoslamasına daldıktan sonra iki tane kocaman adımla geriye bir gitsin de bakalım aynı mutluluğu yaşayacak mısın” diye soramıyoruz.
Bu gece Point tahminlerimin ötesinde renkli geçti. Saat 01’den sonra çıkan herkes “çok güzel bir milongaydı, iyiki Point’e gelmişiz” diye yorumlar yaparken daha erken gidenler mutsuz muydu yoksa sabah erken mi kalkmaları gerekiyordu, bilmiyorum. Şimdi bu geceyle ilgili bir anlık bir görünün aklıma getirdiklerini anlatmak istiyorum. Konumuz kabezeo, cabeceo, bakışmayla dansa davet ya da ne isim verirsen ver, işte o.
Milongalarda hep erkeklerimizin dansa kaldırmayı bir türlü kibar bir şekilde beceremediğinden şikayet edilir. Halbuki bakışma yöntemini uygulasalar bu şikayetler ortadan kalkacaktır, değil mi ? Değil işte. Çünkü bu yöntemi sadece erkeklerin bilmesi yetmiyor. Kadınların da tam olarak bilmesi lazım. Bilmezse, bu gece şahit olduğum şey olabiliyor. Erkek, bakarak kadınların olduğu bölümden bir dansçı ile anlaştı. Yerinden kalkıp o tarafa doğru yürümeye başladı. Ama o da ne !.. Yol üstündeki başka bir kadın, erkeğin kendisini dansa kaldıracağını düşünerek ayağa kalkıp hazırlandı ve hatta erkeğin önüne doğru geçti. Ancak, erkek özür dileyerek arkadaki dansçıyla anlaştığını ve onunla dans edeceğini söyledi. Aslında bu durum, bir dans isteğinin reddedilmesi değil, tamamen bir yanlış anlaşılma.
Aslında bu kez erkek yanlış bir şey yapmamıştı. Hata kadın dansçıdaydı. Pekala bu işin doğrusu ne ? Bak Günlükcüm, aynı açıda birden fazla kadının davet edilebileceği durumlarda cabeceo yöntemi şöyle çalışıyor: Erkek bakışarak dansa davet etti ve olumlu yanıt aldı. Ancak, o mesafede arka arkaya oturan iki kadın da kendisinin dansa kaldırılacağını düşündü. Erkek yerinden kalktı, kadınlara doğru yöneldi. Kadınlar hiç kıpırdamadan erkeğin gelmesini beklediler. Ve erkek kimle anlaştıysa ona yaklaşıp elini uzattı. Yanlış anlayan kadın kalkıp oturmak zorunda kalmadı, sadece için için hüzünlendi. Gördüğün gibi böyle bir uygulamada yanlış yapma ya da yanlış anlaşılma ihtimali sıfırlanmış oluyor. Boşuna mı herkes bakışma yöntemini iyice öğrensin diyoruz…
İnsanlar yaşlandıkça çenebaz olurlar ya, aynı durum benim için de geçerli. Yazmaya başlayınca başından kalkamıyorum. Oysa şimdi yarınki milonga için enerji toparlama saati geldi de geçti bile. Bir konu daha: Haftaya Point Milongasının 8. yılını bitirip 9. yılına adım atıyoruz. Biraz ekstra eğlenmemiz lazım değil mi… Hadi bakalım !..
İyi geceler,
Güralp
Sinir oluyorum köşesi: O güzelim minyon İnönü stadını yıktılar, yerine modern ve ilgisiz bir mimaride başka bir stadyum yapacaklar. 2-3 aydır yıkım ve kazı çalışmaları devam ediyor. Şu anda eski stadın yerinde uzaydan bile görülebilecek büyüklükte kocamaaaaan bir çukur var.
|