ARRRHENTİNO !..

21 Temmuz 2017 Cuma

Sevgili Günlük,

Geçen hafta sana yazdıklarımı şöyle sonlandırmıştım: “Hava tahminlerinde o günler biraz yağmurlu gibi görünüyor ama korkacak bir durum yok. Çünkü Kanyon’da biz ne yağmurlar gördük ve içeri tek bir damla düşmeden milongamızı yaptık. Onun için o akşam yine çok güzel bir milonga olacak. Şimdiden hazırlıklarını yap ve yanımda ol”.

Sonra ne oldu ? O “biraz” yağmur yalan oldu. Salı günü son otuz küsur yılın en şiddetli yağmuru ile güne başladık. Her yandan taşkın, sızıntı, sel haberleri yağmaya başladı. Bu haberler bir panik havası yarattı ve saat ondan itibaren “Kanyon iptal mi yoksa ertelendi mi” telefonları ve mesajları yağmaya başladı. Çizgi gözlerle uyanıp bütün bu sorulara anında cevap vermem çok zordu ama o saatten sonra bir değişiklik yapmak çok daha zordu ve biz de doğru olanı yaptık ve dokunmadık. Akşam olsundu ve milongamızı güzel güzel yapalımdı. Tam “yok bişey, biz milongamızı yapıyoruz” cevaplarını vermiştim ki bu kez “metrolar çalışmıyor, bütün istasyonlar su altında” haberleri dalga dalga yayılmaya başladı. Günlükcüm, inan bana, bu söylenti dalgaları sel sularından çok daha tehlikeli.

Oldukça uzun bir mesaiyi de o taşkın ve su basmalarının sabah saatlerinde olduğunu, akşama kadar bizi etkileyecek bir durumun kalmayacağını açıklama yapmakla harcadım. Çok fark ettirmemeye çalışsam da biraz gerildim haliyle. Çünkü milonganın yapılmama ihtimali yokken, insanların okuduklarından tedirgin olup sokağa çıkmama kararı vermeleri işten bile değildi. Neyse ki akl-ı selim galip geldi ve Kanyon akşam saatlerinde ağzına kadar tangocu arkadaşlarla doldu. Sonuçta süper bir milonga olduğunu bilmem söylememe gerek var mı. Ortam zaten eşsiz, müzikler Serçin imzalı, Kanyon yönetiminde ise her konu artık ezberlenmiş ve aksamadan akıyor. Bu şartlarda etkinliğimizin güzel olmaması çok zordu.

Milonganın ilginç yönlerinden biri de yabancı tangocuların katılımıydı. Bir ara Serçin önümüzde dans eden orta yaş üstü bir çifti gösterip “bak, tam olması gerektiği gibi dans ediyorlar” dedi. Baktım, evet, tam olarak olması gerektiği gibi dans ediyorlardı. Hiç abartısız hareketler, figür içinde boğulmadan güzel bir sarılma, oldukça şık ve temiz kıyafetler. Dans etmedikleri bir anı yakalayıp yanlarına gittim ve biraz sohbet ettik. Nereden geldiniz dediğimde o nasıl soru öyle der gibi yüzüme bakıp “Arrrhentino” dediler. Arjantin demek istediler ama onların dilinde böyle söyleniyordu. Galiba benim yine oralara bir gidesim var !.. Özlemişim.

Kanyonda milonga güzeldi ama milonganın beğenmediğim tek tarafını, sadece sana itiraf edeyim Günlükcüm ama kimseye lütfen söyleme: Ben. Evet, ben. Milonganın ertesi günü o gece yaptığımız “snowball” parçasının kaydını izlerken kendimden nefret ettim. O ne iğrenç anonslar öyle !.. Hadi , çabuk, partnerini bul, höt, zöt !.. Tamam, işin güzelliği ancak herkesin belli bir tempoyu yakalaması sayesinde oluyor ama o kadar paniğin anlamı ne, anlamak mümkün değil. Belki de gün boyu süren gerginliğim orada patladı. Bu konuya gelecek sefer aşırı dikkat edeceğime söz veriyorum. Sanırım biraz daha yumuşak ve sevecen olmak çok da zor bir şey olmasa gerek.

Örneğin bu akşam anonslarımı pamuk gibi yaptım. “Hoşgeldiniz, müziklerimiz Halil Ertekin’den. Yanında Serçin ve Volkan da müzik denetleme kurulunu oluşturuyor. Gecemiz katkılarınızla saat bir buçuğa kadar sürecek”. Evet, hepsi bu kadardı ve gayet de güzel oldu. Yüz olmasa da yaklaşan sayıdaki katılımcı ile hoş bir gece yaşadık.

Gelecek hafta daha hoş, daha da kalabalık ve daha de enerjik bir gecede buluşma ümidiyle yatağa doğru süzülüyorum. Aklımda acaba haftaya cabeceo eğitimi yapsak mı, yapsak gelen olur mu, gelip öğrendiklerini uygulayan olur mu gibi sayısız soru dönüyor. Bu sorular beni gayet güzel uyutur.

İyi geceler dostum,

Güralp