ÇAYIR
8 Eylül 2017 Cuma
Sevgili Günlük,
Geçen hafta demiştim ya “Zafer Bayramı” diye başlık atınca okuma oranı %30’a inebilir diye, işte o oranı açıklıyorum: % 28.5. Evet, tam olarak oran böyle. “Çok eşliliğe inanıyorum” diye başlık attıktan bir hafta sonra okuma oranının üçte birin bile altına inmesini, tango toplumunun da pop-kültürün bir parçası olduğu sonucuna varacağımı söylemiştim, öyle oldu.
Yok efendim, AK beyinliler şöyleymiş-böyleymiş, okumazlarmış, bilmezlermiş gibi aşağılama ve ötekileştirme yapacağımıza önce kendimize bir bakalım diyorum. Tango hakkında doğru bilgiler vermenin, pist etiğinden bahsetmenin veya her şeyi orijinaline uygun yapmaya uğraşmanın hiç alemi olmadığını bir kez daha net olarak gördüm. Birkaç hafta sonra “Pistte kadının memesini sıktı” diye bir başlık attığımda reytingimizi gör Günlükcüm. Tavan yapar !.. Bunu da buraya not olarak düşeyim.
Hal böyle olunca olunca ben de yazı stilimi biraz değiştirmeye karar verdim. Ortama uymak gerektiğini düşünüyorum. Bildiğin gibi haftada bir-iki kez نصب الاستقلال’ne yürüyüşe çıkıyorum. Kalabalık her seferinde üstüme gelse de kendimi bu ülkede ضيف ya da سياحي gibi hissediyorum. Ortalıkta çalınan müzikler beni أنا أعتبر.
N’oldu dostum anlamadın mı ? Anlaşılması çok da zor bir durum değil. İşyerleri İstiklal Caddesi ve çevresinde artık paranın sadece Araplardan geldiğini görüp işlerini ona göre düzenliyorlar. Eskiden milonga dönüşlerinde meydana çıktığım andan Gümüşsuyu’na girene kadar taksi şöförleri nereyse paçama yapışır, “taksi”, “abi taksi lazım mı” diye taciz ederlerdi. Bir süredir yüzüme bile bakmıyorlar. Artık onların da ilgi alanı cahil ve paralı müşteri, yani -genel olarak- Araplar. Zaten bildiğin gibi bölgede epeydir barlar “out”, nargile evleri “in”. Eh, bu şartlarda toplumun tercihlerini göz önüne alarak temiz pist, kuralına uygun milonga diye yırtınmanın pek bir şey kazandırmayacağını fark edip “n’aparsanız yapın, istediğiniz gibi dans edin, yeter ki gelin” tarzı milonga organize etmekten başka çarem kalmadığını üzülerek görüyorum.
Değişikliğe milonga duyurularıyla başlamak lazım. Hazırlarken kendi kendime de eğlendiğim o komikli şeylerden vazgeçip “Allah aşkına gelin lan” ya da “bu hafta Point’e gelmezseniz ölümü yiyin” gibi daha duygusal ifadeler kullanayım diyorum. Bir sürü insana tek tek telefon etmek veya mesaj göndermekten daha az yorucu olacağı kesin. Bi de şey yapsam.. Eee.. Yok yaaaa… Tabi ki bunların hiç birini yapmayacağım. Benim tarzım neyse o, zaten yıllardır onu yapıyorum.
Gelenler hak ettikleri saygıyı görmeli, verdikleri paranın karşılığını tam olarak almalılar. Kimin öğrencisi ya da asistanı olduğuna bakmaksızın pistte güzel güzel, kimseyi rahatsız etmeden ve rahatsız edilmeden huzur içinde dans edebilmeliler. Tamam, vaz geçtim, saymakla bitmeyecek. Onun için bu geceye dönelim: Gayet hoş, son zamanlardaki ortalama Point’lerden biri daha geride kalmış oldu. Mihran’ın güzel müzikleri, dolunayın müthiş romantizmi (fark edebilenlere) ve zaman zaman yirmiden fazla çiftin aynı anda ahenk içinde dans ettiği ortalama bir haftadan bahsediyorum.
Diğer haftalardan en büyük farkımız epeydir kapımızı çalmayan bir TV ekibinin misafirimiz olmasıydı. Haber Türk kanalında yayınlanacak olan Kadınca programının ekim ayında yayınlanacak bölümü için çekimler yaptılar. Bir parça için katılımcılardan izin isteyip kameraların piste girmesine ve yüksek aydınlıkta çekim yapmalarını sağladık. Bakalım tangomuzun reklamını nasıl yapacaklar. Umarım tangoya uzak herkesin düştüğü hataya düşüp, programa Kadın Kokusu filminin jenerik müziği ve aşkın ve tutukunun dansı tangoooo diye başlamazlar. Kısa çekim molasından sonra milonga daha bir güzel devam etti.
Yatmadan önce bir konuyu daha yazmam gerekiyor: Her pazar çayırda toplanıp dans ediyoruz ya… İşte bu pazar da dans edeceğiz ama özel bir amacımız olacak. Tangocu bir çiftin sağlıkla ilgili masraflarına destek olmaya çalışacağız. Herkes gönlünden kopanı verecek. Onun için bu haftalık “yaaa çok kalabalık olmasak, çok da göze batmasak” gibi endişeleri bir kenara bırakıp herkesi oraya çağırmayı planlıyorum.
İyi geceler dostum,
Güralp
|