YAZMAYA MOLA, POINT'E DEVAM
13 Ekim 2017 Cuma
Sevgili Günlük,
Fark ettiysen son zamanlarda artık tango hakkında pek bir şeyler yazmak istemiyorum. ABD ile ortaya çıkan vize krizi, paramızın hızlı değer kaybı gibi başlıklar altında siyasal ve sosyal gündemimiz de belli. İnsanın boğazı sıkılıyor, nefes alamıyor. Yoksa bir süre sana bir şeyler yazmasam mı diyorum. Biliyorsun bu işler zorla olmuyor.
Yorumsuz kalıp milongada şöyle oldu-böyle oldu diye yazsam, sadece duyuru ve haberleri burada tekrarlamış olacağım. Yorumlarımı katsam iyice sevimsizleşeceğim. Çünkü bulunduğumuz ortamda tangonun gidişi hakkında düşündüklerim belli. Yani Türkiye’nin gidişi ile tangomuzun gidişi arasında hiçbir fark yok. İkisinin de sonu yaklaşıyor. Temiz pist dedikçe azgınlar pistte biraz daha dikkat edeceklerine kaçtılar; Arjantinde'ki aslına uygun dans edelim dedikçe yenilikçi olduğunu iddia edenler gittiler; Tango hepimizin, Point hepimizin dedikçe ders aldıkları stüdyoların dışına çıkmamaya başladılar ve sonunda hepimizin elinde tatsız tuzsuz bir tango ortamı kaldı. Tabi ki bu yorumu bundan örneğin 5-10 yıl öncesi ile karşılaştırarak söylüyorum. Onun için en iyisi biraz susup kenarda oturmak. Zaten İstanbul Tango Rehberinin yeni sayısını hazırlamak, son günlerimin büyük bir kısmını dolduracak. Belki rehber çıktıktan sonra tekrar çenem düşer de sana bir şeyler yazmaya başlarım.
Sen de bu arada sıkılma, gündemi sosyal medyadan takip et.
İyi geceler dostum,
Güralp
|